“Gerçekler üzerine geldiğinde İstanbul’a sığınırdı. İstanbul mu kaldı sığınacak diyenlere boş gözlerle bakar, içten içe aşkının büyüsü bozulmamış diye sevinirdi de. Her daraldığında kendini tarihi yarımdanın, eski İstanbul’un bildiği, bilmediği sokaklarına atar, her seferinde ruhu bu sihirli kentten nasibini almış halde huzurla eve dönerdi. Hep böyle olmamış mıydı? Bambaşka dönüşümlere sahne olmuş semtlerinde bile üzüntüsünü […]
↧